Fatihsoysal.com

Freelance Proje İş Alımı


Merhaba, şu anda anahtar teslim freelance proje iş alımları için uygunum.
Tekliflerinizi buradan yada fatihsoysal@outlook.com e-posta adresi üzerinden benimle paylaşabilirsiniz. Çok kısa bir süre içerisinde tarafınıza geri dönüş sağlanacaktır.

Kategoriler


Yapmanın Gücü

Fatih SoysalFatih Soysal

Steven Spielberg’in yönettiği “Er Ryan’ı kurtarmak” adlı filmin başlarında bir çıkarma sahnesi vardır. Müttefik kuvvetlerin, çıkarma gemileriyle Normandiya’nın Omaha sahiline yüklenmesini anlatan bu sahne, sinema tarihinin en uzun savaş sahnelerinden biridir. Birbirinden acı anlarla doludur bu çıkarma sahnesi. Az sonra öleceğini bilen askerler… Gemi kapaklarının açılmasıyla askerlerin alınlarından tek tek vurulmaları… Mermilerin suyun içini delerek bedenlere girişi… Çaresizce kıyıya çıkmaya çalışanlar… Patlayan mayınlar, kopan bacaklar, lav alevleriyle yananlar..

Martılardan kaçarak denize ulaşmaya çalışan kaplumbağa yavruları gibi kaçışan insancıklar… Deliren subaylar, şuursuzca ortada dolaşan askerler… Kulakları sağır eden patlamalar… Sahili tarayan Alman birliklerine adım adım yaklaşış… Her adımda yok olan canlar… Kıpkırmızı bir kumsal. Siperlerinin tek tek düşüşüyle ölüm sırasının Almanlar’a geçişi… Savaşın gerçek yüzü… Kısaca, tam yirmi dört dakikalık nefes kesen bir insanlık dramı.

Eğer, yukarıdaki sahneyi siz çekiyor olsaydınız; ve bu çekimi bir kurul onaylıyor olsaydı, nasıl anlatırdınız?

“Öyle bir çıkarma sahnesi çekeceğim ki, seyredenler koltuklarına çakılacak” cümlesi belki de “Er Ryan’ı kurtarmak” filminin çıkarma sahnesi için en tanımlayıcı açıklamalardan biri olurdu ama filmin çekimine onay verecek kurulu ne kadar ikna ederdi, bilinmez.

Ya da yirmi dört dakikalık bu insanlık dramının her planını detaylı anlatan bir “story board” çizdirip, filmin müziği arka planda çalarken anlatsaydınız, faydası olur muydu? Bu yolla bile, bu sahnenin o kurulun kalbine işleyeceğini sanmam.

Spielberg’in bu sahneyi bir kurula anlattığını düşünmüyorum. Anlattıysa bile, “Öyle bir çıkarma sahnesi çekeceğim ki, seyredenler koltuklarına çakılacak” tadında yaklaştığını düşünürüm. Zira, çoğu zaman iyi bir fikri başarıyla gerçekleştirmenin yegane yolu yapmaktır. Yapmanın gücü, çoğu zaman anlatmanın çok üstündedir. Çoğu büyük iş, anlatmanın değil, yapmanın gücüyle hayata geçmiştir.

Efsane reklam filmleri de öyledir. Alelade bir margarin reklamını “story board” ile anlatabilirsiniz ama Apple’ın “1984” filmini “story board” ile anlatmak neredeyse imkansızdır. Böyle bir filmi düşünür ve çekersiniz; yani sadece yaparsınız.

Kalbe işleyen bir evlilik teklifinin provası olmaz. Böyle bir teklifi gerçekleştirmeden önce onay almak için birilerine anlatırsanız, bu duygu kimseye geçmez; hatta onay bile alamazsınız.

Yapmanın gücü duyguyla artar. Kafanızda canlandırdığınız ve kalbinizi pır pır eden her fikir başarıyla yapılmak için sıra bekler. Bunun aksine, eğer en sevdiğiniz şiiri sizden önceki çocuk kapmışsa, işiniz zordur. Bin kere ezber okuması yapsanız da, seyirci önündeki son okuma tamamen risk altındadır.

Kafanızda netleşmiş ve kalbinizden geçmiş her iş, sadece bir şeyi beklemektedir: YAPMAK.

Çoğu zaman yapmanın gücü her şeyin üzerindendir.

Kullanım ve kodlama mükemmeliyetini odak alan uygulamalar oluşturma deneyimine sahip, profesyonel olarak 15+ yıl üzeri deneyime sahip bir yazılım mühendisi.

    Subscribe
    Bildir
    guest

    0 Yorum
    Inline Feedbacks
    View all comments
    0
    Would love your thoughts, please comment.x