Fatihsoysal.com

Freelance Proje İş Alımı


Merhaba, şu anda anahtar teslim freelance proje iş alımları için uygunum.
Tekliflerinizi buradan yada fatihsoysal@outlook.com e-posta adresi üzerinden benimle paylaşabilirsiniz. Çok kısa bir süre içerisinde tarafınıza geri dönüş sağlanacaktır.

Kategoriler


Sarp YokuÅŸlar

Fatih SoysalFatih Soysal

Hayatım boyunca hep bir şeylerin peşinden koştum durdum. Dizlerim kanıya kanıya koştum durdum. Bu bazen yırtık bir futbol topu oldu, bazen haftaya alacağım haftalığım, bazen öğrenmeye çalıştığım işim, bazen de hayat koşuşturmasında kaçırdığım derslerim.

Sanayinin yağ kokusunu da duydum, askıyı devirdiğimde çıkan bardak kırılma seslerini de. Barut kokusunu da duydum, kum çuvalına kum doldururken sızlayan avuç içlerimin acısını da. Hayat bana hep iyi tarafını gösterdi diyemem.

Hayatımda hep bir ÅŸeyler eksik oldu, eksik kaldı. Bir bardak çayım olduÄŸunda, ÅŸekerim olmadı. Åžekerim olduÄŸunda karıştıracak kaşığım olmadı. (Bu arada çayı ÅŸekersiz içmeyi öğrendim.) Ama hiçbir yerde Van’da kapkara çaydanlıkta demlenen, ölümün gölgesinde korucularla içtiÄŸim o çayın lezzetini bulamadım.

Küçükken işçi maaşıyla ayın sonunu nasıl getireceÄŸini düşünen babama bir bakardım. Acil olan ihtiyacımı söyleyemezdim. BoÄŸazıma dolanırdı önce, sonra oralarda bir yerlerde kaybolurdu sanki söyleyeceklerim. Olur elbet derdim. Yada olmasın derdim, ne olacak ki, zamanı geldiÄŸinde olur derdim. Eskiden kaliteli spor ayakkabılar ilk çıktığında, hemen hemen mahallede tüm arkadaÅŸlarım bunlardan almıştı. Benim böyle hiç ayakkabım olmadı mesela. Çünkü babamın maaşının 3’te birine denk geliyordu fiyatları. Bunu biliyordum. O yüzden hiç isteyemedim. Ama mutluydum, pahalı eÅŸyalar deÄŸildi insanı mutlu eden, paha biçilemez huzurdu. Bunu ben çok önceleri öğrenmiÅŸtim.

Üst bölgelerinde yolda görseniz durup söylediklerini muhtemelen dikkate almayacağınız, hayalleri küçük ama tertemiz, o gencecik delikanlıları da dinledim, kendini görmüş geçirmiş olarak tanımlayan, maddiyatı hayatlarının odak noktasına yerleştiren şehirli insanları da. Farkı söylememe gerek yok aslında. Herkesin hayattan beklentisi farklı. Düşünce yapıları da. Hayata dair bakış açıları da. Belki de söylediklerini dikkate almayacağınız o gencecik çocukların söyledikleri şeyler çok daha samimiydi benim için.

Hayatımda hijyen açısından bulunabileceğim en berbat konumda da bulundum. Dostlarımla temiz havada şehrimin ışıklarını izleyebildiğim yerde de. Mahallemde arkadaşlarımla paylaştığım bir kuru simit kadar lezzetli değildi lüks restaurantlarda yediğim yemekler..

Aslında önemli olan eksiklikler değildi. Önemli olan samimiyetti. İçtenlikti. Muhabbetti. Birbirinin arkasını kollamaktı, gelebilecek tüm kötülüklerden.

Bu yazıları okurken benim hakkımda olumsuz da düşünebilirsiniz. İçimden gele gele yazıyorum bunları. Sadece hissettiklerim. Umarım siz daha kötülerini yaşamamışsınızdır. Beni tanıyan iyi tanır. Ben her şeyi karşımdaki ile paylaşamam. Belki üzülür, belki kalbi kırılır, belki de beni artık kötü biri olarak nitelendirir diye. Ama kim bilir belki de bundan kaybediyoruzdur, belki de bu iyi bir şey değildir. Bilmiyorum.

İnsan bunları düşününce dost saymaya, güven duymaya yeni anlamlar biçiyor. Kendinize en yakın bildiğiniz, uzaklardan izlediğiniz o sarp yokuşlar ve dağlar oluyor.

Dünya beni oradan oraya savurdu durdu, lodosun ince dallı ağaçları oradan oraya savurduğu gibi. Lodos dindikten sonra toparlamaya çalıştım kendimi. Bu kez de yağmur başladı, ıslandım. Yağmur beni ıslattıkça ayağa kalktım. İyi düşünmeye zorladım kendimi. Ey yokluk, dedim, seni bir gün dize getireceğim dedim. Ama olmadı, bir yerde dönüp dolaşıp yine çıktı önüme. Başa döndüm.

Her defasında neden dedim? Neden? Önce gökyüzüne baktım, sonra ıssız, ıslak bir yolda yürüdüm. YaÄŸan yaÄŸmuru izledim. Her gün birileri konuÅŸtu durdu, onları dinliyor gibi yaptım. Her gün bir kez, “neredeyim” diye sordum kendime. Her gün sanki bir kış soÄŸuÄŸu çöktü içime. Her gün adalet, zalimlik üzerine düşündüm. Ä°nsanlar neden böyle diye düşündüm. Her gün bir perdeyi aralamaya çalıştım. Her gün bir ÅŸeylerin anlamsız olduÄŸunu düşündüm. Her gün, gün bitiyor, gece bitmiyor dedim. Öfkeni unutma dedim kendime, çünkü unutursan yine düşersin dedim.

Önümde hep yokuÅŸlar, hep tepeler vardı. Yüksek daÄŸlar vardı. AÅŸmam gereken. AÅŸmamı bekledikleri. Sarp yokuÅŸlar… AÅŸamadım bunları, ne kadar ilerlersem ilerleyeyim, önüme çıkmaya devam ettiler. Çıktığım tepelerden yorgun bitap halde düştüm, yuvarlandım, yine dizlerim kanadı. Anacığım tuttu elimden yine. Tıpkı küçücükken düşüp dizlerimi yaraladığım gibi. Ãœfledi yaralarımı, sarmaya çalıştı. Gözleri doldu. YüreÄŸi burkuldu. Ah be yavrum dedi. Tıpkı bana küçükken düştüğüm gibi baktı. Merhamet 50 yıl geçse de deÄŸiÅŸmezdi çünkü.

Bazı yaralar vardır, ızdırabı, acısı büyük olur. Zor geçer, geç iyileşir. Bazen iyileşmez. İyileşse bile derin izler kalır. Size hep o kötü zamanı hatırlatır. Böyle zamanlarda ayağa kalkmak ve tekrar mücadele etmek zordur. Ben artık o sarp yokuşları aşmaya çalışmayacağım. Lakin bu yokuşların bir sonu olmadığını düşünüyorum artık. Ben de artık çıkmamaya karar verdim o yokuşları. Belki yine düşerim, belki yine kanar dizlerim. Ama o zaman şunu bilirim ki; ben bir amaç uğruna kendimden vazgeçtim, başkalarının çılgınca fikirleri uğruna değil.

Dedim ya, hayatım boyunca hep düştüm, hep kalkmaya çalıştım, kanadı her yerim diye. Şimdi daha iyi anlıyorum, boşa değildi bu kanamalar. Bu düşmeler. Hayatım boyunca peşinden koştuğum mutluluğun ne olduğunu böylelikle anlamış oldum. Benim en büyük mutluluğum aslında yokluktu. Kendim olmamdı. Ve samimiyet yalnızca bununla mümkündü. Çünkü Allah hep onlarla beraberdi. İnsan kalabilenlerle, insanlığı ile kalabilenlerle.

Kullanım ve kodlama mükemmeliyetini odak alan uygulamalar oluşturma deneyimine sahip, profesyonel olarak 15+ yıl üzeri deneyime sahip bir yazılım mühendisi.

    Subscribe
    Bildir
    guest

    3 Yorum
    Eskiler
    En Yeniler BeÄŸenilenler
    Inline Feedbacks
    View all comments
    Mehmet Ali Atay
    Mehmet Ali Atay
    10 Mart 2018 22:12

    Güzel bir yazı olmuş Fatih abi. Yüreğine sağlık.

    Yasin
    Yasin
    14 Mart 2018 10:00

    kardeşim sana helal olsun, çok daha büyük işler yap dicem ama sen en büyüğünü yapıyosun zaten , insanlara bildiğini aktarmak öğretmek ,Allah razı olsun senden

    Muhammet
    Muhammet
    27 Mart 2018 16:39

    Sende ne yetenekler varmış meğer 🙂 Yeni öğreniyoruz. Anlatımı çok beğendim. Duygu yüklü mısralar. Arada bekliyoruz böyle şeyler 🙂

    3
    0
    Would love your thoughts, please comment.x